3 Kişiden 1’i Cinsel İşlev Bozukluğu Yaşıyor

Depresyon başta olmak üzere birçok psikiyatrik hastalık le toplumsal cinsiyet rollerine atfedilen her unsur cinsel işlev bozukluğuna yol açabiliyor.

Cinsel yaşam, bireyin ruhunu ve bedenini tanıması ile başlıyor. Bedensel ve ruhsal bazı
hastalıklar ise cinsel yaşam sorununa yol açıyor. Depresyon başta olmak üzere, birçok
psikiyatrik hastalığın cinsel yaşamı etkilediğini belirten uzmanlar, her 3 kişiden birinin
yaşamının bir döneminde en az 1 kez cinsel işlev bozukluğu yaşadığına dikkat çekti.

Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Dilek Meltem Taşdemir Erinç, cinsel işlev bozukluğu
hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
“Cinsel yaşam bireyin kendi ruhsallığını ve kendi bedenini tanıması ile başlar. Bedensel ve
ruhsal bazı hastalıklar cinsel yaşam sorunu olarak çiftleri etkileyebilir” diyen Erinç, “Sağlıklı
beden ve sağlıklı bir ruhsal yapının yanında birbirini seven, karşılıklı güvenle örülü
ilişkilerde doyumlu bir cinsel yaşam mümkündür” dedi.
Hastalıklar, cinsel yaşamı olumsuz etkiliyor
Yrd. Doç. Dr. Dilek Meltem Taşdemir Erinç, cinsel yaşamı olumsuz etkileyen hastalıklar
hakkında şu bilgileri verdi:
“Hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, kalp yetmezliği gibi kalp-damar sistemi hastalıkları,
kronik böbrek yetmezliği, karaciğer hastalıkları, solunum yetmezlikleri, bazı genetik
hastalıklar (penisin yapısal ve doğumsal hastalıkları, kadın genital organı hastalıkları),
diyabet, tiroit hastalıkları, Parkinson hastalığı, epilepsi, omurilik yaralanmaları, tümörler,
bazı ilaçlar, geçirilmiş ameliyatlar (prostat ve karın içi ameliyatları) ve büyük damar
ameliyatları gibi çok geniş bedensel hastalık grubu cinsel işlev bozukluğu sebebi olabilir.

Psikiyatrik hastalıklar, cinsel işlev bozukluğuna yol açıyor

Depresyon başta olmak üzere birçok psikiyatrik hastalık; kaygı bozukluğu, performans
kaygısı, obsesif-kompulsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu, panik bozukluk,
şizofreni gibi psikotik bozukluklar, kişilik özellikleri, beden algı bozuklukları, fobiler veya
kaçınmalar, cinsel sapkınlıklar, evlilik sorunları, gebelik korkusu, yas ve stres unsuru
olabilecek yaşam olayları, toplumsal cinsiyet rollerine atfedilen her unsur cinsel işlev
bozukluğu sebebi olabilir.”
Cinsel işlev bozuklukları nelerdir?
Yrd. Doç. Dr. Dilek Meltem Taşdemir Erinç, cinsel işlev bozukluklarını şöyle sıraladı:
1.İstek bozuklukları: Cinsel istekte azalma bozukluğu, cinsellikten tiksinme bozukluğu,

2.Cinsel uyarılma bozuklukları: Kadında cinsel uyarılma bozukluğu, erkekte sertleşme
bozukluğu,

3.Orgazm ile ilgili sorunlar: Kadında ve erkekte orgazm bozukluğu, erken boşalma cinsel
ilişkide ağrı duyma veya vajinismus cinsel işlev bozuklukları olarak sıralanabilir.”

Her 3 kişiden 1’i cinsel işlev bozukluğu yaşıyor
“Kültürler arası yapılan araştırmalarda farklı kültür ve ülkelerde farklı oranlarda cinsel
sorunların yaşandığı; ancak ortak olarak ‘sık rastlandığı’ söylenebilir” diyen Erinç, çok
sayıda çalışmanın değerlendirilmesinde her 3 kişiden 1’inin cinsel yaşamının herhangi bir
döneminde en az bir kez cinsel işlev bozukluğu yaşadığının saptandığını belirterek, sözlerini
şöyle tamamladı:

“Dolayısıyla riskli popülasyon ‘genç erişkinlik dönemi’dir denilebilir. Ergenlik dönemi,
gebelik,loğusalık, menopoz gibi yaşamın fizyolojik-bedensel değişimlerinin olduğu özellikli
dönemler cinsel işlevler ve cinsel eğitim açısından özel ilgiyi hak eder.

Türkiye’de cinsel sorunların en önemli kaynağı: Eğitimsizlik

Ülkemizde yapılan bir çalışmada cinsel sorunlarının en önemli kaynağının %62 ile
eğitimsizlik ve bilgisizlik olduğu belirlenmiştir. Dolayısıyla cinsel eğitimden yoksun her yaş
ve cinsiyetten birey risk altındadır diyebiliriz. Örneğin; plansız gebelikler, cinsel yolla
bulaşan hastalık korkusu gibi eğitimle giderilebilecek konular, önlemlerin önceden alınmış
olması ve önlemlere dair bilgi sahibi olmak, olası cinsel işlev bozukluğunu engeller.
Cinselliğe ilişkin mitleri yani yanlış inançları, yanlış bilgi ve koşullanmaları düzelterek
cinsel yaşam sorunlarının çözümüne yardım edilebilir.”

Exit mobile version