Zihnimizin olayları çarpıtma gücü 4: Olumluyu geçersiz kılma

Etrafınızdan bir övgü duyduğunuzda ilk tepkiniz ne oluyor? Belki de ilk soru şu olmalı: Övgüleri duyuyor musunuz, yoksa üstünüze oturmayan bir elbise gibi onları alelacele fırlatıp atıyor musunuz? “Aslında herkes yapar bunu”, “Abartacak bir şey değil”, “Kibarlık ediyorsun” gibi birbiri ardına o övgüye bahaneler mi üretiyorsunuz? Bizler kendimizi sevmekten çok dövmeye daha meyilli olduğumuz için dışarıdan negatif bir yorum geldiğinde ona yapışıp kalırız, olumlu yorumları ise gerçekçi bulmaz ve başımızdan savuştururuz. Peki nedir bu tutumumuzun tanımı? Dr. David Burns’e göre yaptığınız tam olarak “Olumluyu Geçersiz Kılma.”

Birileri sizi takdir ederken, yaptığınız katkıyı önemserken, seçimlerinizi beğenirken, siz eğer bu yaklaşımlara karşılık tüm bu özelliklerinizi yok sayıyorsanız ve hatta siz kişisel olarak pozitif yönlü katkılarınızı küçümseyip görmezden geliyorsanız Bilişsel Çarpıtmalar’dan Olumluyu Geçersiz Kılma maddesini uyguluyorsunuz demektir.

İnceledikçe, öğrendikçe görüyoruz ki bu tutuma Şema Terapistler kötü ebeveynlik (kendinize karşı ebeveyn olma hali kastediliyor) derken, Dr. Burns Olumluyu Geçersiz kılma diyor. Tanımları bir kenara koyarsak öncelikle bunun yaygın bir tutum olduğunu fark edebiliriz.

Bireysel hayatımızda ya da yakın çevremizde olumlu, teşvik edici cümleler duyduğumuzda elimizin altındaki ilk tepki bunun pek de abartılacak bir şey olmadığından yana oluyor. Bizler hangi aşamada kendimizi takdir etmeyi, güzel özelliklerimizi okşamayı, kıymetli katkılarımızı görmeyi atladık bilmiyorum. Ya bu özellik bize toplumsal kültür gereği hiç uğramadı ya da bu tutum ailemizde edindiğimiz bir yaklaşım olmadı. Belki de kendimizi takdir etme yönümüz vardı ancak; hayatta ilerlerken yolda bir yerlerde eskittik, yıprattık onu.

Kaynak : https://www.uplifers.com/zihnimizin-olaylari-carpitma-gucu-4-olumluyu-gecersiz-kilma/

Exit mobile version