Modada 50’ler, 60’lar, 70’ler, 80’ler ve 90’lar

 

Modada devri alem: 50’lerden 90’lara kadar moda hakkında bilmek istediğiniz herşey… Bugün moda olan bir giysi, 10 yıl sonra iğrenç, 30 yıl sonra ilginç, 50 yıl sonra müthiş olacak..! -Lavier-

Moda, Fransız İmparatoriçesi Eugenie’yi 1936 yılında Süveyş Kanalı’nın açılışına yanında 250 kıyafetle gitmesine neden olan şeydir.Moda,XIX yüzyılda 27 Paris terzisini 100 metrelik kumaştan 11 gün boyunca balo kıyafeti dikmeye zorlayan şeydir.Ve moda,daha sayamadığımız,sayısız şekilde özellikle biz kadınların trendler uğruna ne yapacağımızı bilmememize yol açan,ölümcül bir kavramdır 🙂

Tarih boyunca çeşitli halklar zamanın şartlarına göre materyaller kullanarak giysiler,takılar yapmışlardır.Bugün modanın ilk ortaya çıkışının zamanı uzmanlar tarafından araştırılmaya devam ediyor.Çünkü moda,insanlığın varolduğu tarihteki sıcaktan terleme ve ya soğuktan korunma gibi doğa olaylarının etkisiyle ortaya çıkmış olsa bile,medeniyetin ilerlemesiyle moda kavramı da gelişmiş ve bugün olduğu gibi insanların hayatında zorunluluğun ortaya çıkardığı bir kavram olma yerini gerekliliğe bırakmıştır. Özellikle kadınlar daha güzel görünmek,farklı olabilmek için değişik giyim tarzları ve ilginç aksesuarlar geliştirdiler.Bugün hepimizin geleneksek olarak adlandırdığımız giyim tarzları da aslında hepimizin içinde varolan o gizli moda kültürünün dışa yansımasıdır.

Moda kavramının ilk olarak nerde,ne zaman,nasıl ortaya çıktığı bilinmese de 19.yüzyılda Paris’te terzilik yapan İngiliz asıllı Charles Worth Haute Couture’ın babası olarak bilinen ilk modacıdır.1902 de Thomas Burberry’nin ilk kez markasını gabardin üzerdiğine yazdırdığı görülür ve 1905 te gazetelerde moda ekleri yayınlanmaya başlanır.Moda 20.yüzyılın ilk yarısına oldukça hızlı bir giriş yapmıştır.Ancak I. ve II.Dünya Savaşlarının çıkmasıyla insanların ilgisi kısa bir dönemliğine de olsa iktidar kavgalarına,geçim sıkıntısına ve sömürge savaşlarına kayar.Bir süreliğine ara verilen yada ara verilmiş gibi gösterilen moda kavramı,II.Dünya Savaşının bitmesi ve halkların yavaş yavaş kendini toparlamasıyla 1950 ler de oldukça güçlenmiş ve sarsılamaz biçimde geri gelir.Ve 1950 ler en ihtişamlı Pin-Up Kızlarına kapılarını açar…

1950’ler..

İkinci Dünya Savaşının ardından Avrupada özellikle Amerikada insanlar geleceğe umutla bakmaya başlarlar.Amerikalılar seri üretimle tanışınca,tüm dünya tüketim toplumunun doğuşuna tanıklık etmiş olur..

1950 lerde kadınlarının görevi askerden dönen kocalarına ve çevrelerine ne kadar iyi bir iş olduklarını kanıtlamaktır.Tüm dertleri kocalarına iyi hizmet edebilmek olan bu kadınların yüzlerinden oyuncak bebeklerde görmeye alışkın olduğumuz büyük,büyük olduğu kadar yapay olan gülümseme hiç eksik olmaz.

Sanayiyle güçlenen üretim toplumu Amerikanın yapay şatafatı başta İngiltere olmak üzere tüm Avrupayı büyük ölçüde etkiler.Ancak dönemin sonuna doğru Amerikanın yarattığı bu yapay iyimserlik bulutları dağılmaya başlar ve karşıt kültür akımları oluşmaya başlar.Ve artık sahnede Beatnik’ler ve Rock’n Roll Gençliği vardır.

1950 Modası:50 lilerin modasının belirleyici 1947 yılında “New Look” görüntüsü yaratan Christian Dior olur.Kloş etek ve beli vurgulayan ceket bu görüntünün mimarıdır.Mini elbiseler dönemin vazgeçilmezleri ; fiyonk,farbala ve fırfır ise olmazsa olmaz süsleridir.

Slogan: YAŞASIN DOMESTİK EV KADINLARI!

İkonlar: Marilyn Monroe,Brigitte Bardot,James Dean,Audrey Hepburn

 

1960’lar…

Londra’da başlayan gençlik depremiyle birlikte gençler dünyaya ayak seslerini duyurmaya başlarlar ve gençliğin enerjisi tüm dünyayı sarar.Doğum kontrol hapının kadınların hayatına girmesi cinsel özgürlük devrinin başlangıcı olur.Ve bu özgürlük,hayatın her alanında olduğu gibi,kadınların giyiminde de etkisini hissettirir.

50 li yıllarda ortaya çıkan sanat akımı Pop Art(Soyut dışavurumculuk) özellikle İngiltere ve ABD de büyük patlamasını yaşar.Tüketim toplumunu eleştirmek için tüketim ürünlerini kullanan pop art’ın en popüler ismi gelecekte herkesin 15 dakikalık üne kavuşacağını söyleyen Andy Warhol olur.Dönemin sonuna doğru San Francisco’da sisteme ve tüketime karşı olan aşk ve özgürlük çocukları HİPPİELER ortaya çıkar.Hayat Felsefeleri “Savaşma Seviş”olan hippielerle beraber 60’lı yıllar daha da renklenir.

1960 Modası:Moda sokakların ve gençlerin sesine kulak vermeye başlar.Pahalı giysilerin aksine ekonomik olarak kolay elde edilebilen giysiler ortaya çıkar.Hazır giyim dediğimiz bu kavram Haute Couture’ı tahtından eder.Burjuvazinin egemen olduğu moda olgusu bu dönemde sarsıntıya uğrar ve “hippie look”akımıyla beraber büyük çiçekli desenler,kolyeler ve jeanlerin hakimiyeti başlar.

Slogan: SIKI DURUN GENÇLER GELİYOR !

İkonlar: Twiggy,Janis Joplin,Andy Warhol,The Beatles,Jimi Hendrix

1970’ler…

Hippie fikirler ve trendleri genel moda kültürünün ayrılmaz bir parçası olur.1970 lerde herkes parıltılı giyinir,teknolojik gelişmeler ev hayatına bir çok yenilik getirir,yurtdışına seyahat çok daha fazla insan için ulaşılabilir olur.

Amerikanın elinde bulundurduğu seri üretimin,tek düze ürünleri yerlerini daha değişik ürünlere bırakır.Bu sayede tek düzelik,yavaş yavaş ortadan kalkmaya başlar.Tüm dünyada yaşanan ekonomik sıkıntılar 50 ve 60’lı yılların tüketim ütopyasını alt üst eder.

Dönemin ortalarında hiçliği savunan ve sisteme karşı duruşları yansıtırken olaylar çıkaran,bu yüzden de polis tarafından serseri anlamına gelen “Punk” olarak adlandırılan gençler ortaya çıkar.Vivienne Westwood ve Malcolm McClaren’in Londra ; King’s Road’da açtıkları “Sex” adlı butik punk stilinin kutsal yeri haline gelir.

1977 yılında New York’ta kapılarını açan Studio54 ,disko döneminin miladı olur.Studio 54 aynı zamanda zevk düşkünlerinin vazgeçilmezidir.

ModaEtek boyları mini,midi ve maxi arasında gidip geldi.Disko döneminin başlaması saten ve polyester gibi sentetik kumaşların kullanımını yaygınlaşır.Bu zevksizliğe cevap Amerika’dan gelir.Ülkede çalışan kadınların sayısının artmasıyla kaşmir,tüvit ve keten gibi doğal kumaşlar önem kazanır ancak kumaşın türü ne olursa olsun giyilen pantolonun modeli ispanyol paçadır.

Slogan: HEDONİZMİN ZAFERİNİ KUTLUYORUZ !

İkonlar Abba,David Bowie,Farrah Fawcett Major,John Travolta,The Sex Pistols

1980’LER…

Kapitalizm tüm dünyayı etkisi altına alınca gösterişçi tüketim toplum düzeyinde bir zorunluluk haline gelir.Markaların logoları,materyalist toplumlar tarafından kutsanır.Amerika ve İngiltere’de hep daha fazlasını isteyen genç,şehirli profesyoneller “Yuppies” olarak adlandırılır.Sosyal statü ve güç göstergesi olan lüks tüketim ,yeni nesilin hayatının vazgeçilmezi olur.

90 ülkede 130 milyonluk kitleye ulaşan kapitalizmin misyoneri olan Dallas dizisi;prestij ve güce giden yolun paradan geçtiğini anlatır.

ModaModanın en kitsch olduğu bu dönemde florasan renkler,füzolar,vatkalar,tozluklar,strech jeanler,taytlar,Ray Ban’ın Wayfarer model güneş gözlükleri olmazsa olmazlardır.Özellikle taytlar dönemde kadınlar için cok farklı bir yerde hakimiyet sürer.”Grease” filmindeki Olivia Newton John’dan,konserlerinde Madonna’ya,Madonna’dan aerobik videolarında Jane Fonda’ya herkes o dönemde tayt giyer.Hatta Pierre Cardin “Her tasarım kadını çıplaştırarak güzelliğini ortaya çıkarmaya çalışırken,o ; kadını gizemli bir güzelliğin içine taşımıştır.” der.

İş hayatı içinde de daha fazla yer almak isteyen 80 lerin kadınları , Demir Lady “Margaret Thatcher” ı örnek alır.Ancak hala iş dünyasında erkeklerle savaşmak için vatkalı kıyafetlere,altın düğmeli ceketlere ve daha uzun topuklu markalı ayakkabılara ihtiyaçları vardır.

Slogan: PARA,PARA,PARA…

İkonlar: Madonna,Boy George,Michael Jackson,Alf,Bianca Jagger

1990’LAR…

Küreselleşmeyle birlikte dünya,medya kuramcısı Marshall McLuhan’ın deyimiyle global bir köy haline gelir.İnternet kullanımının yaygınlaşması mesafeleri ortadan kaldırır,artık her şey insanlığın bir tık uzağındadır.Amerika’nın Seattle eyaletinde ortaya çıkan alternatif müzik akımı “Grunge” sisteme karşı politize gençliği etrafında toplar.Nirvana grubunun solisti Kurt Cobain grungeların ilahı haline gelir.

Körfez Savaşı televizyonlarda canlı olarak izlenir.Fransız sosyolog Baudrillard’a göre bu savaş hiç gerçekleşmemiş,hepimiz sanal savaşın tanıkları olmuşuzdur.Baudrillard’a göre televizyonu açtığımızda gerçek olan kapadığımız anda biten bir şey gerçek olabilir midir?

Moda:Marc Jacobs’un 1993 yılında Perry Ellis markası için hazırladığı grunge temalı koleksiyon,Jacobs’un işinden kovulmasına neden olur.Bu sayede,toplumun kıyısında yaşayan grungeların giyim tarzıda bir pazarlama harikası haline gelir.Öte yandan ikinci el kıyafetlere gösterilen ilgi oldukça artar.O yıllarda herkes habersiz olsa,ilerde retro çılgınlığı kapıdadır.

Slogan: BİT PAZARINA NUR YAĞDI.

İkonlar: Naomi Campbell,Cindy Crawford,Kate Moss,Linda Evangelista,Kurt Cobain.

 

Kaynak : http://blog.modapedia.com/trendler/0205-modada-50ler-60lar-70ler-80ler-ve-90lar.html

Exit mobile version